Kolajen, vücutta en çok bulunan proteindir.

Kemiklerin, cildin, kasların, tendonların ve bağların ana yapı taşlarından biridir. Kolajen ayrıca kan damarları, kornealar ve dişler, tırnaklar da dahil olmak üzere vücudun diğer birçok bölümüne destek sağlayıp canlı ve esnek durmasını sağlar. Tüm bu yapıları bir arada tutan “tutkal” olarak düşünebilirsiniz.

Yaşlanma, sigara ve alkol, vücuttaki oksijen azlığı, beslenme yetersizlikleri ile güneş ve diğer dış etkenler nedeniyle 20’li yaşların ortalarından itibaren vücutta kolajen sentezi azalır. Kronolojik yaşlanma genetik programa bağlı olduğundan sonuçları bireysel farklılıklar gösterir. Bu farklılıklar kolajen ve elastikiyetteki biyokimyasal değişikliklere bağlı olmakla birlikte deri, deri ekleri, sinirler ve deri fonksiyonlarını etkilemektedir. Kolajen kaybı sonucunda deri esnekliğini, parlaklığını ve yumuşaklığını kaybeder, donuklaşır, kırışır ve kahverengi lekeler başta olmak üzere renk değişiklikleri oluşur. Bunun sonucunda deride sarkmalar ve kırışıklıklar meydana gelmektedir.  Kolajen sentezinin azalması sonucunda benzer bir durum da bağ doku ve kıkırdaklar için geçerlidir. Yaşlanma ve diğer nedenlerden ötürü kolajen sentezinin azalmasıyla bağ doku ve kıkırdaklar esnekliğini kaybeder ve osteoporoz, romatizma başta olmak üzere çeşitli rahatsızlıklar meydana gelir.

Kolajen Üretimini Artıran Besinler

Tüm kolajen yapıları öncellikler prokolajen olarak başlar. Vücudumuz iki amino asit olan glisin ve prolin C Vitamini sayesinde prokolajene dönüşür.

Kollajen üretmeye yardımcı olan besinlerden dördü; C vitamini, prolin, glisin ve bakırdır. Ayrıca kaliteli protein tüketmek vücudunuza ihtiyaç duyduğu amino asitleri verir.

Aşağıdaki besinlerden bol miktarda aldığınızdan emin olarak vücudunuzun bu önemli proteini üretmesine yardımcı olabilirsiniz:

C vitamini: Narenciye, dolmalık biber ve çilekte büyük miktarlarda bulunur.

Prolin: Yumurta akı, buğday tohumu, süt ürünleri, lahana, kuşkonmaz ve mantarlarda büyük miktarda bulunur.

Glisin: Tavuk derisi ve jelatinde büyük miktarlarda bulunur, ancak glisin çeşitli protein içeren gıdalarda da bulunur.

Bakır: Organ etleri, susam tohumları, kakao tozu, kaju ve mercimekte büyük miktarlarda.

Ek olarak, vücudunuzun yeni proteinler yapmak için gereken amino asitleri içeren yüksek kaliteli proteine ihtiyacı vardır. Et, kümes hayvanları, deniz ürünleri, süt ürünleri, baklagiller ve tofu hepsi mükemmel amino asit kaynaklarıdır.

1)Kemik suyu içerek vücut için yeterli kolajen miktarı sağlanabilir mi?

Yapılan son çalışmalara kemik suyunun yeteri kadar güvenilir bir kolajen kaynağı olamayacağı konusunda gösterilmiştir. Kemik suyu; kemiklerden ve bağ dokularından oluştuğu için kalsiyum, magnezyum, fosfor, kollajen, glukozamin, kondroitin, amino asitler ve diğer birçok besin maddesi içerir. Fakat kolajen açısından iyi bir kaynak olduğu konusunda net bir şey söylenemez.

2)Takviye olarak hangi formu kullanmak daha faydalıdır?

İki tür takviye bulunmaktadır. Hidrolize kolajen (kolajen hidrolizat) ve jelatin.

Kolajen hidrolizatı, proteinleri daha küçük parçalara ayırmak için daha yoğun bir şekilde işlenmiş jelatindir. Kolajen hidrolizatı; balık, domuz ve sığırdan üretilmektedir. Balık kaynaklı kolajen hidrolizatının biyoyararlılık değeri domuz ve sığır kaynaklı kolajen hidrolizatına göre daha yüksektir.

Jelatin ve kolajen hidrolizatı arasındaki en büyük fark, protein moleküllerinin büyüklüğü ve onları nasıl tüketmek istediğinizdir. Tipik jelatin sadece sıcak sıvılarda çözünürken, kolajen hem sıcak hem de soğuk karışımlarda çözülebilir. Böylece herhangi bir içecek, çorba, sos ve hatta pişmiş ürünlere eklemek mümkündür.

Jelatin; kolajenin pişmiş formudur.

Kolajen hidrolizatında daha küçük protein molekülleri olduğu için, sindirimi jelatine göre daha kolaydir. Jelatin ve Kolajen aynı aminoasit kompozisyonuna sahiptir ve tükettiğiniz zaman aynı aminoasitleri alırsınız.

3)Kolajen tiplerinden hangisi ne işe yarar?

Vücutta 19 tip kolajen vardır. Farklı dokularda farklı yoğunluklarda bulunmaktadır.

Örneğin cildin yüzde 70’ini kolajen tip 1 ve 3 oluşturmaktadır. Bu durumda eğer kolajeni cildinize destek için kullanacaksanız tip 1 ve 3 kolajen karışımlarını özellikle de tip 1 kolajeni tercih etmeniz gerekir. Saç ve tırnaklarınızın bütünlüğü için onları desteklerken de tip 1 ve tip 3 kolajen karışımlarını kullanmak etkili olur.

Özetle; eklem sorunları için tip 2, cilt sorunları için tip 1 ve tip 3 kolajen içeren ürünleri kullanabilirsiniz.

Sığır kolajeni çoğunlukla tip1 ve tip3 kolajenden oluşur.

Tavuk kolejeni daha çok tip2 kolajen içerir.

Balık kolajeni çokça tip1 kolajen içerir.

Yumurtaların kabuklarında ve beyazlarında bulunan yumurta kolajeni çoğunlukla tip 1 kolajen içerir.