Halk arasında ‘şeker hastalığı’ adıyla duyduğumuz bu hastalığın diğer bir adı diyabettir. Toplum sağlığı için büyük bir tehdit olan bu hastalık küresel bir sağlık sorunu haline gelmiştir. Peki diyabet hakkında neler biliyoruz?
Diyabet, vücudumuzda pankreas adlı salgı bezinin yeterli miktarda insülin hormonu üretmemesi (tip 1 diyabet) ya da ürettiği insülin hormonunun etkili bir şekilde kullanılamaması (tip 2 diyabet) durumun da gelişen ve ömür boyu süren bir hastalıktır.

Gestasyonel diyabet (gebelik diyabeti) gebelik sırasında ortaya çıkar. Hamilelik sürecinde insülinin etkinliğinin azalmasıdır. Doğumla birlikte düzelebilir ancak gebeliklerde tekrarlayabilir ve tip 2 diyabet için risk oluşturabilir.

Diyabet hastalarının tedavisinde 3 temel kural vardır:
Beslenme, egzersiz ve ilaç tedavisi.

Diyabette Beslenme:

Diyabet hastalarında kan şekerinizin kontrol altında tutulması hayati önem taşımaktadır. Özellikle tip 2 diyabette doğru bir tedaviyle bu hastalığı tedavi edebiliriz.

Doğru bir tedavi ve bilinçli yaşam tarzı ile “ben de yerim ki” demeniz mümkün!

Diyabetliler için hep bir yasaklar listesinden bahsedildi. Oysa ki kişiye özel beslenme tedavisi hazırlandığında yasaklar olmak zorunda değil! Yasaklar yoktur, sınırlar vardır.

Herkesin besine olan yanıtı farklıdır. Burada en önemli nokta porsiyon miktarı, besinleri tanıyıp vücuda etkilerini görerek tüketmedir. Bu da muhakkak diyetisyen ve hekim kontrolünde olmalıdır.

Diyabet beslenmesiyle ilgili en çok merak edilen konulardan birkaçını soru-cevap şeklinde sizler için inceledik.

1)Diyabetli için yasaklar listesi olmak zorunda mı?

Daha önce de bahsettiğim gibi yasaklar listesi olmak zorunda değil. FAKAT bu durum suistimal edilmeye çok açık. Muhakkak bir diyetisyen eşliğinde bu besinler tedaviye eklenmelidir.

Bu yasaklar konusunda biraz daha açıklayıcı olmak adına tedaviyi planlarken nelere dikkat ettiğimizden bahsedeyim.

Örneğin; pişirme teknikleri-süresi, gıda formu, kombinasyon yöntemi gibi glisemik indeksi etkileyen faktörleri ele alarak beslenme tedavinizi planlıyoruz.

Glisemik indeks bize besinlerin kan şekerimizi ne kadar hızlı ve ani bir şekilde yükselttiği hakkında bilgi verir.

2) Muz bir diyabetlinin tercih edebileceği bir besin olabilir mi?

Her besinin her kişide yarattığı etki farklıdır. Diyetisyen kontrolünde muz tüketmek mümkün! Muz tüketirken dikkat edeceğimiz birkaç husus var.
Muzun glisemik indeksi olgunlaşmasına göre değişkenlik gösterir. Olgunlaşmamış muz(yeşil muz) dirençli nişasta içeriği ve lif içeriği olgunlaşmış muza göre daha yüksektir. Yani her muzun kan şekerini ani yükselmeye ve ani düşüşlere neden olur demek yanlış olur. Fakat tip 2 diyabetliler olgunlaşmış muz tüketirken yine de dikkatli olmalarında fayda var.

3) Tarçın kan şekerini düşürdüğü için tarçını tüketmek zorunda mıyım?

Tükettiğimiz hiçbir besin kan şekerini düşürmez.
Çalışmalar tarçının insülin duyarlılığını arttırdığı yönünde. Antioksidan içeriğinin yüksek olması da bu baharatı kullanmamızı sağlık açısından pozitif yönde etkiler.

Fakat yine de bu baharatın tadını sevmiyorsak tüketmek zorunda değiliz! İnsülin duyarlılığını arttıran başka birçok besin vardır. Beslenme tedavinizi hazırlarken sevdiğiniz besinleri kullanarak hazırlamak sağlıklı beslenmeyi sürdürülebilirlik açısından çok daha önemlidir.

4) Beslenmem 6 öğün; 3 ana öğün ve 3 ara öğün şeklinde mi olmak zorunda?

6 öğün beslenmek zorunda değilsiniz! Öğün planlaması yine diyetisyen kontrolünde ve kan şekeriniz, açlık-tokluk sinyallerinize göre planlanır.

5)Pirinç yerine bulgur tüketmem şart mı?

Diyabet tanısı almış bireylerin toplum içerisinde yemek yerken karşılaştığı bazı tepkiler vardır. “Sen pirinç pilav yiyebiliyor musun?”
Pirincin bulgura göre lif içeriği daha düşük olduğu için kan şekerinde daha hızlı yükselmeye sebep vereceğinden bulgur tüketmenin daha iyi olacağı düşünülür. Fakat pirinç çeşidinde değişiklik yapmamız hem diyetimizi renklendirir hem de kan şekeri kontrolünde bize yardımcı olur.
Esmer(kahverengi) pirinç daha az işlendiği için tam tahıl olarak kabul edilir. Kalori ve karbonhidrat bakımından beyaz pirince benzer. Ama bir fincan (158 gram) esmer pirinç 3,5 gram lif içerirken, beyaz pirinç 1 gramdan daha az lif içerir. Ve magnezyum ve manganez açısından beyaz pirince göre daha zengin olması kan şekeri ve insülin düzeyleri üzerinde olumlu etkileri vardır. Yine tam tahıl olarak kabul edilen yabani pirincin beyaz pirince göre 3 kat daha fazla lif içerir.